بَاب
فِي
الْمُتَيَمِّمِ
يَجِدُ
الْمَاءَ بَعْدَ
مَا يُصَلِّ
فِي
الْوَقْتِ
126. Namazı Kıldıktan
Sonra Vakit İçinde Su Bulan Müteyemmimin Durumu
286
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
إِسْحَقَ
الْمَسَيَّبِيُّ
أَخْبَرَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
نَافِعٍ عَنْ
اللَّيْثِ
بْنِ سَعْدٍ
عَنْ بَكْرِ بْنِ
سَوَادَةَ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ يَسَارٍ عَنْ
أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
قَالَ خَرَجَ
رَجُلَانِ
فِي سَفَرٍ
فَحَضَرَتْ
الصَّلَاةُ
وَلَيْسَ
مَعَهُمَا
مَاءٌ فَتَيَمَّمَا
صَعِيدًا
طَيِّبًا
فَصَلَّيَا
ثُمَّ
وَجَدَا الْمَاءَ
فِي
الْوَقْتِ
فَأَعَادَ
أَحَدُهُمَا
الصَّلَاةَ
وَالْوُضُوءَ
وَلَمْ
يُعِدْ الْآخَرُ
ثُمَّ
أَتَيَا
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَذَكَرَا
ذَلِكَ لَهُ
فَقَالَ
لِلَّذِي
لَمْ يُعِدْ
أَصَبْتَ
السُّنَّةَ
وَأَجْزَأَتْكَ
صَلَاتُكَ
وَقَالَ
لِلَّذِي
تَوَضَّأَ
وَأَعَادَ
لَكَ الْأَجْرُ
مَرَّتَيْنِ
قَالَ أَبُو
دَاوُد وَغَيْرُ
ابْنِ
نَافِعٍ
يَرْوِيهِ
عَنْ اللَّيْثِ
عَنْ
عُمَيْرَةَ
بْنِ أَبِي
نَاجِيَةَ
عَنْ بَكْرِ
بْنِ
سَوَادَةَ
عَنْ عَطَاءِ بْنِ
يَسَارٍ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
َالَ
أَبُو دَاوُد
وَذِكْرُ
أَبِى
سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ
فِي هَذَا
الْحَدِيثِ
لَيْسَ
بِمَحْفُوظٍ
وَهُوَ
مُرْسَلٌ
Ebu Said el-Hudri'den;
demiştir ki; "İki kişi bir yolculuğa çıktılar. Namaz vakti geldi ama yanlarında
su yoktu. Temiz toprakla teyemmüm edip namazlarını kıldılar. Bilahere vakit
çıkmadan su'yu buldular. Birisi abdestini ve namazını iade etti, öbürü ise iade
edemedi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip durumu
anlattılar, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iade etmeyene: Sünnete
uydun, namazın sahihdir; abdest alıp namazını iade edene de "senin de
ecrin iki kattır." buyurdu.
Ebu Davud dedi ki: İbn
Nafi'den başkaları bu hadisi, Leys, Amire b, Ebi Naciye, Bekr bin Sevade, Ata bin
Yesar senediyle Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayet etti.
Ebu Davud dedi ki; Bu
hadiste, Ebu Said el-Hudri'nin zikredilmesi mahfuz değildir.. Dolayisiyle hadis
mürseldir.
Diğer tahric: Nesai,
ğusul; Darimı, vudu
AÇIKLAMA: Hattabi bu hadis hakkında şunları
söylemektedir: "Bu hadisten anlaşıldığına göre, su ile abdest alan
hakkında olduğu gibi, teyemmüm eden için de namazı vaktin başında kılmak
sünnettir. Ancak bu meselede ulema ihtilaf etmişlerdir. İbn Ömer'in, vakit
içerisinde istediği anda teyemmüm eder dediği rivayet edilmiştir. Ata, Süfyan,
Ebu Hanife ve Ahmed bin Hanbel de aynı şeyi söylemişlerdir. İmam Malik'in
görüşü de buna benzemektedir. Ancak Malik, kişi suyun bulunması umulmayan bir
yerde ise, vaktin başında teyemmüm eder ve namazını kılar demiştir.
Zuhri'nin,
"vaktin çıkmasından korktuğu bir zamana kadar teyemmüm edemez" dediği
rivayet edilmiştir. Aynı şekilde teyemmüm edip namazını kıldıktan sonra, daha
vakit çıkmadan suyu bulan kişinin ne yapması gerektiği de ihtilaflıdır. Ata,
Tavus, İbn Sirin, Mekhul ve Zühri'ye göre namazını iade etmelidir. Evzai ise,
bunu müstehab görmüş "vacib" dememiştir.
Cumhurun
görüşüne göre ise, namazı iadeye lüzum yoktur. Bu, ibn Ömer'den de rivayet
edilmiştir. Şafii, Maliki, Hanbeli ve Hanefi mezheplerinin görüşleri de bu
şekildedir.
Hattabi'nin
özet olarak verdiği bu malumat namazı kıldıktan sonra suyu gören kimseye ait
hükümler ile namaz vakti girince hemen teyemmüm edilip namazın kılınıp
kılınmayacağı husundaki ihtilaflara işaret etmektedir. Teyemmümle namaza duran
veya henüz namaza durmadan suyu gören kimsenin ne yapması gerekdiği de aynı
şekilde ihtilaflıdır.
Cumhura
göre, namaza durduktan sora suyu bulan kimse namazını kesmez. Ebu Hanife ve bir
rivayetinde Ahmed bin Hanbel teyemmümün bozulduğu görüşündedirler. Ancak
Muğni'nin ifadesine göre, Ahmed bin Hanbel cumhurun görüşünden dönmüştür.
Hanefi mezhebinde namaz içinde su bulunsa teyemmüm bozulacağından namaz da
bozulmuş olur, yeniden namazın kılınması icab eder. Muzeni, Sevri, Evzai ve İbn
Şureyh'de bu görüştedir.
Teyemmüm
edip de henüz namaza durulmadan su bulunacak olursa, ittifakla teyemmüm
bozulur.
Her
ne kadar yukarıda Hattabi'nin sözleri nakledilirken, namazını teyemmüm ile kılıp
vakit çıkmadan suyu gören kimsenin namazını iadeye lüzum olmadığı dört mezhebin
görüşü olarak verilmişse de bu konuda Şafii mezhebinde bazı ayrılıklar vardır.
Bunları İmam Nevevi şu şekiide ifade etmektedir: "Teyemmümle kılman
namazın iadesi meselesine gelince, bizim mezhebimize (şafiilere) göre hastalık,
yara ve buna benzer bir sebepten dolayı teyemmüm etmişse, iade gerekmez. Suyu
kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm etmişse -ki, yolculukta olduğu gibi-
suyun olmadığı bir yerde ise yine iade gerekmez. Ama suyun bulunmaması nadir
olan bir yerde teyemmüm etmişse iadesi gerekir. Sahih olan görüş budur."